Saadet'in Internet Dünyası

Wednesday, February 15, 2006

BENİ KÖYÜMÜN YAĞMURLARINDA YIKASINLAR


Köyümdeyken anlayamadım;sıradan ve beni anlatan ne çok şey varmış. Ben ne kadar uzaklaştıysam ,o kadar bağlandım toprağıma.Köyümden ayrılışımda yüreğimde taşımışım evimi,sokaklarımı,kaybetmemek için.Doğduğum yere ait alışkanlıklarım değişmeyecek.Şaşırıyorum!!! insanlarınbüyük şehirlerde yaşama özlemine,özentilerine...Sanıyoruzki;tatmadığımız lezzetler,görmediğimiz yerler en güzeli.Bir balıkçı kamyonuna takılıp doymak bilmeyen martılar gibiyiz.Halbuki doymak o kadar kolayki! Çok aç olduğunuz bir anda fırından yeni çıkmış ,dumanı üstünde tüten ekmeğin ucundan kemirmek; mükellef bir sofrada yemek gibidir. Yeterki fark edelim elimizdekini.Var ettiklerimiz ve edebildiklerimiz yanıbaşımızda, ıskalayıp geçtiğimiz sokaklarda. Keşfedilmeyi bekleyen yüzler,sesler gizli. Hemen yanıbaşımızdakileri bile fark edemeden yürüyüp geçtiğimiz yollardan uzaklara geçsek ne çare! Uzakların bana öğrettiği,ancak ait olduğum değerlerimle, çocukluğumda ayağımı bastığım toprağımla beslenip kök salabileceğim hayata . Yaptıklarımızın gücüyle yapabileceklerimizden emin olabilmektir, kök salmak.Bundan daha iyi bir şehre ,başka denizlere gidelim deriz.Buralardan daha iyi başka şehir bulunur elbet.Ama gittiğimiz yerde nereye baksak şehrimiz köyümüz arkamızdan gelecektir.Biz yine aynı sokaklarda dolaşacağız,aynı mahallede oynayacağız,aynı evde kır düşecek saçlarımıza. Dönüp dolaşıp ,çocukluğumuzun geçtiği yerleri özleyeceğiz,sonunda hafızamızda doğup büyüdüğümüz yerler kalacak.Başka şeyler umulmuyor ki.Her çalınan gurbet türküsünde ,doğup büyüdüğümüz topraklar ,gözümüzden bir damla yaş olarak akacak....

Sunday, February 12, 2006

Çocuklar bizim geleceğimiz

Dun bir mail aldım.Mail Maraş/Göksun dan yatılı bölge ilköğretim okulundan bir öğretmen tarafından gönderilmişti.Kırsalda eğitim şartlarının zor olduğunubilmeyenimiz yoktur,sadece eğitim mi!!!Öğretmenimiz hem sosyal hemde ekonomik yönden eksik olan beldede eğitimin çok zor şartlar altında yapıldığını,ailelerin eğitime karşı ilgisiz olduğunu,pırıl pırıl gençlerin heba olduğunu, çocuklar için kütüphane oluşturduğunu ,kütüphaneye bir tanede olsa kitap bağışı yapılsa mutlu olacaklarını yazmıştı.Böyle ideali olan öğretmenlerimizi olması ,zorşartlarda dahi yılmadan çözümsüzlükten çözüm üretmeleri insanı mutlu ediyor.Eğerki çocukları iyi yetiştiremezsek gelecekte onlardan iyi şeylerde beklemeye hakkımız olmaz.Bence kurtuluş savaşı ruhuyla hareket edip çocuklar ve gençler için elimizden gelenin en iyisini yapmak zorundayız.Cehaleti yenmenin en iyi ilacı eğitimdir.Sağlıklı ve iyi yetişmiş çocuklar gelecekte sağlıklı toplumları oluşturacaktır.Çocuklar için yaptığımız küçücük yardımlar paylaştıkça çığ gibi büyüyecektir.Bu çocuklar hepimizin ve hepimizin geleceği değilmi!!!!!!!!!

Wednesday, February 08, 2006

BU ÇOCUKLAR BİZİM



Malum papa cinayetini hepimiz biliyoruz.Cinayeti onbeş yaşında bir çocuğun işledğini dunyuncave çocuğu televizyonda görünce içim parçalandı.Bir anne olarak etkilenmemek mümkün değil.O çocuk ve o çocuk gibi suç işleyen binlerce çocuk var.Bunları suça iten hele cinayet işleten ne?Belki bir çok sebep sayılabilir,ama en büyük sebep bence sevgi ve ilgi eksikliği.Sokağa atılmış küçücük çocuklar için her türlü tehlikenin kapısı açık değilmi?Oyaşlardaki çocuklar anne ve babalarının kanatları altında olması gerekirken ,çetelerin kucağında.Birgün Adana otogarına İstanbula gitmek için gittim.Otobüse gece 12de binecektim Osaatte 6 yaşında çocuk sakız satıyordu.Yetkililerin çocuk satıcılardan alışveriş yapmayın uyarısına rağmen sakız aldım .Bu yaşta ,bu saatte çocuğunu nasıl bir anne baba çalıştırabilirdi,onun kazandığı parayı nasıl alabiliyorlardı,dahada önemlisi nasıl huzurlu olabiliyorlardı.Çocukları hem işgücü hemdehemde cinayetlerde kullananlar nasıl insanlardır.Ağaç yaşken eğilir sözünü hepimiz biliriz.Sevgiyle büyüyen sevmeyi,merhametle büyüyen acımayı öğrenir.En kötüsü çocuklarımızı sevgi fakiri yetiştirmemiz. Anne ve baba olarak çocuklarımızı fiziksel gelişiminin yanında en önemlisi duygusal gelişimini sağlamalıyız.Eğer ki her şey parayla hallolsaydı tüm zengin çocukları mutlu ,tüm fakir çocuklarında mutsuz olması gerekirdi.Çocuklarımızı sevelim ,ilgilenelim, önemseyelim dahada önemlisi onları bağrımıza basalım.Geleceğin suçlularını kedi ellerimizle yetiştirmeyelim.

Tuesday, February 07, 2006

VATANIM OLMADAN ASLA


Cennet vatanım;benim ülkem.Türk olduğum için ,ülkemde yaşadığım için tanrıya şükrediyorum.Bu vatanda yaşayıpta her şeyinden şikayet edenlerede çok kızıyorum,sormak lazım şikayet ettiğin ülken için ne yaptın.Taş üstüne taş koydunmu?hem ülkenin ekmeğini yiyeceksin,hem havasını soluyacaksın hemde ülkene küfür edeceksin.Avrupa ülkelerinden gelip her şeye kızan insanlar ,ülkesinde Avrupa ülkelerinde harfiyen uyduğu kuralların kaçına uyuyor.Vatan toprakları olmasa millette olmayacaklarını bilmiyorlarmı?Her metresinde şehit kanı bulunan ülkemin insanlarının bu toprakların kıymetini bilmemesi insanı kahrediyor.Geçen sohbette bir tanıdık sürekli ülkemizdeki düzenden şikayet ediyor ,keşke dedi Honkong gibi zamanında ingilizler bizi alsaydı daha güzel düzenli şehirlerimiz olurdu.Vatan vatan deyip binlerce insan boşuna ölmüş' dedi. Öyle kızdım ki belki daha güzel şehirler olurdu ama sen kimin çocuğu olduğunu bilmezdin dedim.Vatansız lüks caddelerde gezmektense,özgür olup tozlu yollar da gezmeye razıyım.Şehtlerimizin böyle düşünen insanlar yüzünden kemikleri sızlıyordur.Bu insalar Mehmet Akif'i okumamışmıdır.Mehmet Akif 'in bir şiirinde ''Dur yolcu bastığın yerleri toprak diye basma tanı , düşün altında binlerce kefensiz yatanı'' dizesiyle ne güzelde anlatmıştır.Canımızla kanımızla her şeyimiz vatanımıza feda olsun.

Monday, February 06, 2006

kavuşmanın güzelliği


Cumartesi akşamı sevgili eşimi almaya hava alanına gittim.İstanbula gideli on gün olmuştıu.Hava alanında çıkış kapısında beklerken etrafımdaki insanları gözleme imkanı buldum,tüm insanlar sevdiklerini görmek için neredeyse cama yapışmışlardı.Her çıkanı sevdikleri karşılıyor hasretle kucaklaşıyorlar. Özlemin en iyi yanı herhalde kavuşma anındaki sevinç mutluluktur .Kimi eşini kimi arkadaşını kimi kardeşini kimide annesini bekliyordur. Ayrılık olmasaydı bekide bu kadar sevgiyle birbirlerine sarılmayacaktı, hasretin acısını kavuşmadaki sevinç eritiyordu.İnsanların sarılmalarından hasretin kısamı yoksa uzunmu olduğu anlaşılıyordu.Adana hava alanında geliş ve gidiş kapıları çok yakın,yolcu edenlerin gözünde hüznü karşılayanların gözünde sevinç o kadar açık görünüyorduki!Demekki insanlar ne kadar uzağa giderse gitsin bir gün kavuşma olabiliyordu.Ben sık sık hem yolcu edip hemde karşıladığım için ;hem gidişin hüznünü hem gelişin sevincini yaşıyorum.En acı gidiş gelişi olmayandır eminim.

Friday, February 03, 2006

kadayıfla baklava sarma


Malzeme:Hamur için:1 çay bardağı zeytinyağı ,1 çay bardağı süt ,1 yumurta ,1 paket kabartma tozu, çok az(bir çimdik)tuz,un İç harcı için:yarım kg kadayıf,250gr ceviz,200 gr tereyağı, 250 gr kaymak YAPILIŞI:Hamuru için bütün malzeme karıştırılır sonra alabildiğine un konup kulak memesi yumuşaklığında hamur hazırlanı.1saat dinlenmeye bırakılır.Ayrı bir kapta tereyağı kaymak karıştırılır.cevizler dövülüp bir kenara alınır.Hamurlar ceviz büyüklüğünde parçalara ayrılır.Buğday nişastasıyla baklava inceliğinde açılan hamurun içine sigara böreğindeki gibi uzunlamasına bir avuç kadayıf konur kadayıfın üzerine ceviz konur ,sıkıca uznlamasına sarılır sonra küçük parçalar halinde kesilip tepsiye yerleştirilir Sonrasında fırına koymadan önce üzerine 100 gr tereyağı sürülür.önce170 derecede sonra 150 derecede üzeri iyice kızarana kadar pişirilir.1 kg şeker 1litre su birkaç damla limonla 15 20 dakika kaynayan şerbet soğutulup fırından yei çıkmıştatlının üzerine dökülür Üzerine dövülmüş fıstık serpilebilir,arzuya göre ceviz yerine fıstıkta konabilir.

trafik ışığı magandaları


Trafik ışığının bulunduğu kavşak veya yollarda karşımıza her an bir maganda çıkma ihtimali vardır.Bir bakarsınız ışıkta durunca açar arabanın kapısını ya tükürür yada arabanın kül tablasını yola boşaltır.Çiçeklere çok düşkün olsalar gerek bu magandalar ,üşenmeden inip kavşaktaki çiçeği kökünden söküp alır.Nede olsa çok duygusal insanlardır!!!!!!!!! Çok aceleleri vardır ! ışık direğinin önüne geçerler ,sonrada yeşil ışığı görmeyip gecikirler bu salaklar.Şehir içi trafikte öndeki arabayı geçmek için ecel teri döker sonrada ışıkta geçtiği arabayla ışığın yanmasını bekler,sanırım o zaman depresyona giriyorlardır.Birde ışıkta beklerken araba boşda hala gaza basıp ses çıkararak etrafındaki arabaları rahatsız etmede üstlerine yoktur bu magandaların.Yeşil ışik yanınca öyle hızla giderlerki sanırsınız rallide start alıyor.Birde ışklarda beklerken renk sarıya dönerken daha yeşil yanmadan arkadan dat dat kornaya basmaya başlarlar,sanki öndeki araç sahibi görme özürlüde,haberleri yok herhalde görme özürlülerin trafığe çıkmadıklarından!!!Arabaya binince müziği son ses açıp bangır bangır bağırtırlar,sürücünün maganda olduğunu anlamak için buda başlı başına sebeptir.Yol magandalarını anlamak o kadar kolayki ,kendilerini hemen belli ederler.

Wednesday, February 01, 2006

SOĞUK HAVA VE STRES CİLDİN BAŞ DÜŞMANI


Stres ,düzensiz yaşam,sigara dumanı ve soğuk hava cildin korunma mekanizmasını öldürüyor.Her türlü kirlilik ,cildin sarkmasına sebeb oluyor. Açık renk ve hassas cilde sahip olanlar,sık sık yanaklar ,alın,burun ve elmacık kemikleri üzerindekikızarıklardan yakınırlar.Kılcal damarların genişlemesi ,aşırı miktarda kanın geçişine neden olur.Yarım saatsonra kaybolacakkızarıklar ortaya çıkar.Bu genişleme kalıcı olduğu zaman kuprozdan söz edilir.Bu durum ,kılcal damarlarda kontrol altına alınması gereken bir hassasiyet olduğu anlamına gelir.Bu durumda:*Işık ve sıcaklık kaynaklarına ,dolayısıyla UV ve kızıl ötesi ışınlarauzun süre ve direkt olarak maruz kalmayın,kesinlikle alkol ve sigara kullanmayın,yüz temizliği sırasında ,çok sıcak su yada buhar banyosundan kaçının,temizleme sütü yanında ebe gümeci ve papatya gibi ağrı dindirici bitki özlerine dayananalkolsüz tonik kullanmanızuygun olur,UV korumalı kremleryada çinko oksit bazlı özel koruyucular kullanın.*Eğer sivilce oluşumunaeğimli bir cildiniz varsa her sabah 4 -5 dakika süresince demlenmeye bıraktığınız yabani çilek çayını için.Papatya,lavanta,ebegümeci ,anason çayları da kan dolaşımını kolaylaştırmak ve heyecana dayalı gerilimden kurtulmak için faydalı olbilir.

hayatın içindeki insanlar

Taksi şöförleri;kim bilir hayatları boyunca nelere şahit oluyordur.İnsanların normalde kimsenin duymasını istemediği konuları takside konuşurlar.Taksi şöförü de bazan konuya girer o hayatın içinde olur.Hüzne ,sevince ,mutluluğa ,aşka,kavgaya,hayata dair yaşanan her olaya şahittirler.Şehirde her olaydan haberleri vardır. Bence ülkeyi yönetenlerin en önce anketlerini taksi şöförleri içinde yapması gerekir çünkü onlar halkın ta kendisidir.Taksie binen şehirde gördü gördüğü her çsrpıklığı birebir şöförle paylaşır.Aslında şöför farkında olmadan hem bir gazeteci hem psikolog hem bir sosyolog hem bir ankötör kadar insana dair herşey hakkında bilgi sahibi olur.Sadece geçerli diplomaları yoktur,diplomayı hayattan almışlardır.Umarım bu kadar hayatın içinde olmaları ruh ve beden sağlıklarını bozmuyordur.İnsanları çok yakından analiz edebilmek için taksi şöförü olmak istsrmiydin diye sorsalar?Evet.