BENİ KÖYÜMÜN YAĞMURLARINDA YIKASINLAR

Köyümdeyken anlayamadım;sıradan ve beni anlatan ne çok şey varmış. Ben ne kadar uzaklaştıysam ,o kadar bağlandım toprağıma.Köyümden ayrılışımda yüreğimde taşımışım evimi,sokaklarımı,kaybetmemek için.Doğduğum yere ait alışkanlıklarım değişmeyecek.Şaşırıyorum!!! insanlarınbüyük şehirlerde yaşama özlemine,özentilerine...Sanıyoruzki;tatmadığımız lezzetler,görmediğimiz yerler en güzeli.Bir balıkçı kamyonuna takılıp doymak bilmeyen martılar gibiyiz.Halbuki doymak o kadar kolayki! Çok aç olduğunuz bir anda fırından yeni çıkmış ,dumanı üstünde tüten ekmeğin ucundan kemirmek; mükellef bir sofrada yemek gibidir. Yeterki fark edelim elimizdekini.Var ettiklerimiz ve edebildiklerimiz yanıbaşımızda, ıskalayıp geçtiğimiz sokaklarda. Keşfedilmeyi bekleyen yüzler,sesler gizli. Hemen yanıbaşımızdakileri bile fark edemeden yürüyüp geçtiğimiz yollardan uzaklara geçsek ne çare! Uzakların bana öğrettiği,ancak ait olduğum değerlerimle, çocukluğumda ayağımı bastığım toprağımla beslenip kök salabileceğim hayata . Yaptıklarımızın gücüyle yapabileceklerimizden emin olabilmektir, kök salmak.Bundan daha iyi bir şehre ,başka denizlere gidelim deriz.Buralardan daha iyi başka şehir bulunur elbet.Ama gittiğimiz yerde nereye baksak şehrimiz köyümüz arkamızdan gelecektir.Biz yine aynı sokaklarda dolaşacağız,aynı mahallede oynayacağız,aynı evde kır düşecek saçlarımıza. Dönüp dolaşıp ,çocukluğumuzun geçtiği yerleri özleyeceğiz,sonunda hafızamızda doğup büyüdüğümüz yerler kalacak.Başka şeyler umulmuyor ki.Her çalınan gurbet türküsünde ,doğup büyüdüğümüz topraklar ,gözümüzden bir damla yaş olarak akacak....